Bir toplumun kültürüne özellikle daha gelişmiş bir toplumun kültüründen bazı maddî ve manevî ögelerin girmesine ve o kültürün uyumlu bütünlüğünün bozulmasına kültür yozlaşması adı verilir.
Kültürel yozlaşmaya yol açmamak için, kültürleşme süreci içinde etkileşen kültürler, varlıklarını koruyarak yeni unsurlarla zenginleşmelidir, yeni sentezler oluşturmalıdır. Ancak ilişki hâlindeki kültürler, birbirlerine zıt değerlere dayanan anlayışlar içeriyorlarsa, bunların yeni bir senteze ulaşmaları oldukça güçtür, hatta imkânsızdır.
Ülkelerin ulusal kültür politikalarını akılcı oluşturamaması kültürel yozlaşmanın kendini daha çok hissettirmesine neden olmaktadır. Hakkâri’nin köylerinde tüm kilimlerini makine halılarıyla değiştiren dağ köylülerinin durumu kültür yozlaşmasıdır. Türkçe cümleler arasında tekrarlanan “okey” gibi sözcükler, Türkçe olmayan mağaza adları kültür yozlaşmasının belirtileridir. Bir başka örnek batı toplumlarında Budizm, Şinto gibi Uzak Doğu kökenli felsefî anlayışlar gençler arasında yayılmış durumdadır. Bunun sonucunda, kendi kültür değerlerinden uzaklaşan gençler, toplumları ile uyumsuz duruma düşmektedirler.
Ulusal kimliği çağdaş yorumlarla pekişmemiş, kendi kültür ögelerinden uzaklaşmış toplumların üyelerinin egemen kültürler karşısında taklitçi ve hayran tutumu almaları doğaldır. Kültürel yozlaşma, kültür emperyalizminin sonucudur. Yabancı ülke ürünlerine aşırı ilgi gösterilmesi kültürel yozlaşmaya örnektir. Etkileşen kültürler, yozlaşmaya uğramamak için yeni ögelerle zenginleşmeli, yeni sentezler oluşturmalı ve varlıklarını korumalıdır.
İlk yorum yapan siz olun