Her toplumun ortak unsurlarını taşıyan bir milli kültürü vardır. Ancak toplum içinde dil, din, soy, sosyal sınıf, meslek ve bölgesel farklara bağlı olarak oluşan farklı kültür birimlerine alt kültür denir. Alt kültürler, toplumun genel kültür değerlerini paylaşmakla birlikte, kendilerine özgü normlar, değerler ve yaşam biçimleri geliştirirler.
Özellikle günümüzün karmaşık ve çok kültürlü toplumlarında çok sayıda alt kültür bulunur. Örneğin Amerika’da, farklı soylara, dillere, dinlere ve ekonomik ilişkilere göre şekillenmiş çeşitli alt kültürler vardır. Bu çeşitlilik, toplumların kültürel zenginliğini ve dinamizmini artırır. Ekonomik ilişkilerin ve iletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte bölgesel farklılıklar azalmış ve ulusal kültürler güçlenmiştir.
Alt kültürler; dinî gruplar, meslek grupları (askerler, öğretmenler, doktorlar gibi), bölgesel topluluklar, azınlıklar, göçmenler ve gençlik gibi farklı sosyal kümeler şeklinde ortaya çıkabilir. Alt kültürler, hem kendi içlerinde bir dayanışma oluşturur hem de ortak kültüre katkı sağlar. Örneğin, büyük şehirlerde hemşeri dernekleri bu tür bir dayanışmanın örneklerindendir.
Alt kültürlerin, ulusal kültürle uyum içinde olması toplumun bütünlüğünü ve kültürel zenginliğini artırır. Bu farklılıklar kıyafetler, yemek alışkanlıkları, dildeki şive farkları, müzik ve mimaride çeşitlilik gibi alanlarda kendini gösterir.
Eğer bir alt kültür, yaşadığı toplumun temel değerlerine, normlarına ve yaşam biçimlerine karşı bir tutum sergilerse, bu kültürel yapıya karşıt kültür denir. Karşıt kültürler toplumun mevcut değerlerine meydan okuyarak toplumsal çözülmelere neden olabilir. 1960’larda dünyada ortaya çıkan “çiçek çocukları” buna örnektir.
Sonuç olarak, alt kültürler bir toplumun kültürel çeşitliliğini ve dinamizmini artırırken, uyum içinde olduklarında ulusal kültüre güç ve zenginlik kazandırırlar.






İlk yorum yapan siz olun