1. Osmanlı Döneminde İlk Adımlar
Türkiye’de psikolojiye dair sistemli çalışmalar, 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu’nda ortaya çıkmaya başlamıştır.
Hoca Tahsin Efendi (1812-1880), Psikoloji Yahut İlm-i Ruh adlı eseriyle Türkçede “psikoloji” terimini kullanan ilk kişi olmuş ve modern psikolojiye geçişte öncü rol üstlenmiştir.
Ahmet Mithat Efendi (1844-1913), insan zihni ve davranışlarını halkın anlayabileceği sade bir dille anlatarak psikoloji bilgisinin yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır.
Dr. Abdullah Cevdet (1869-1932), Dimağ adlı eseriyle beyin-ruh ilişkisini modern bilim perspektifinden incelemiştir.
2. II. Meşrutiyet ve Erken Cumhuriyet Dönemi
II. Meşrutiyet yıllarında Mehmet Ali Aynî, Baha Tevfik ve Abdullah Cevdet gibi düşünürler, psikolojiyi felsefi çerçevenin içinde bilimsel bir alan olarak ele almışlardır.
1913’te Mekteb-i Sultânî (Galatasaray Lisesi) programına felsefenin alt dalı olarak psikoloji girmiştir.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında, lise ve öğretmen okullarında psikoloji dersleri verilmeye başlanmıştır.
Mustafa Şekip Tunç ve dönemin diğer akademisyenleri, psikolojiyi folklor, edebiyat ve antropolojiyle ilişkilendirerek kültürel temelli bir yaklaşım geliştirmiştir.
3. 1933 Üniversite Reformu ve Laboratuvar Çalışmaları
1933’te gerçekleştirilen Üniversite Reformu ile İstanbul Darülfünunu kapatılarak İstanbul Üniversitesi kurulmuştur.
Almanya’dan gelen Wilhelm Peters, 1943’te Pedagoji Enstitüsü bünyesinde Türkiye’nin ilk psikoloji laboratuvarını kurmuştur.
Deneysel, pedagojik ve genel psikoloji kürsüleri bağımsız akademik birimler hâline gelmiştir.
Mümtaz Turhan, kültürleşme ve toplumsal değişim konularında yaptığı araştırmalarla Türkiye’de kültürel psikolojiye öncülük etmiştir.
4. 1950’lerden 1980’lere: Kurumsallaşma ve Yaygınlaşma
1950’li yıllardan itibaren Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Gazi Eğitim Enstitüsü ve diğer kurumlarda psikoloji eğitimi güçlenmiştir.
- 1957: Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kuruldu.
- 1967: Hacettepe Üniversitesi psikoloji bölümü açıldı.
- 1971: Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde psikoloji çalışmaları başladı.
Bu gelişmeler, psikolojinin Türkiye’de akademik bir disiplin olarak yerleşmesini sağlamıştır.
5. 1980 Sonrası ve Günümüz
1980’lerden sonra üniversite sayısındaki artış, psikoloji eğitiminin ülke genelinde yaygınlaşmasına yol açmıştır.
Bağımsız psikoloji bölümleri ve araştırma merkezleri kurulmuş, klinik psikoloji, endüstri-organizasyon psikolojisi, gelişim psikolojisi gibi alt alanlarda uzmanlaşma imkânları artmıştır.
Özel psikoloji kliniklerinin sayısı hızla yükselmiş, psikoloji yalnızca akademik bir alan değil, sağlık ve toplumsal hizmetler açısından da önemli bir meslek hâline gelmiştir.






İlk yorum yapan siz olun